Bazı anlar vardır… Karnınız tok, hatta daha yeni bir şeyler yemişsinizdir ama yine de eliniz mutfak dolaplarına gider. Çoğu insan bunu irade eksikliğine bağlar.
Aslında çoğu zaman konu tamamen biyolojiktir.
Bu durumun en bilinen nedeni leptin direncidir.
Leptin, vücudun yağ hücrelerinden salgılanan ve beynimize çok net bir mesaj gönderen bir hormondur:
“Doydun, yemeyi bırakabilirsin.”
Vücut enerji dengesini bu sinyalle yönetir.
Leptin düzgün çalışıyorsa:
Gereksiz atıştırmalar olmaz
Öğünler arasında uzun süre tok hissedersiniz
Metabolizma daha düzenlidir
Leptin seviyesinin normal ya da yüksek olmasına rağmen, beynin bu sinyali artık okuyamamasına leptin direnci denir.
Yani vücut doyduğunu bilir ama beyin bunu anlamaz.
Sonuç:
Aç olmadan sürekli yemek yeme isteği
Tatlı krizleri
Akşamları kontrolsüz atıştırmalar
Kilo vermekte zorlanma
Sabahları yorgun uyanma
Gece acıkma atakları
Bu durum zamanla metabolizma hızını da düşürür.
Bu direnci oluşturan pek çok faktör var:
Kan şekerindeki ani dalgalanmalar leptin sinyalini bozar.
Gece 6 saatin altında uyku, leptini ciddi şekilde düşürür.
Kortizol hormonu leptin duyarlılığını azaltır.
Yağ hücresi arttıkça leptin de artar fakat zamanla beyin bu yoğunluğa karşı duyarsızlaşır.
Kronik inflamasyon hormon reseptörlerini etkiler.
Her belirti tek başına yeterli değil ama şu maddeler bir aradaysa leptin direnci oldukça olasıdır:
Tokken bile yeme isteği
Diyete rağmen kilo verememe
Gün içinde tatlı veya hamur işi krizleri
Akşam saatlerinde kontrolsüz atıştırma
Sabahları iştahsızlık, akşamları açlık
Yorgunluk, isteksizlik
Gece uyanıp bir şeyler yeme isteği
Bu belirtiler, metaboli̇zma bozukluğu açısından değerlendirilmelidir.
İyi haber şu:
Leptin direnci doğru adımlarla toparlanabilen bir durumdur.
İlk ve en etkili adım budur.
Sabah başlayan dengeli leptin sinyali, gün içindeki yeme isteğini azaltır.
7–8 saat kaliteli uyku şarttır.
Leptin ritmini bozan en önemli etkenlerden biridir.
Egzersiz leptin duyarlılığını artırır.
Sebzeler, omega-3, kaliteli yağlar önemli rol oynar.
İleri seviyede leptin direnci, profesyonel bir tedavi planı gerektirebilir.
Leptin direnci, özellikle kilo verememe, tatlı krizleri ve durmayan atıştırma isteği yaşayan kişilerde en sık gördüğümüz metabolik sorunlardan biridir.
Sadece diyet yapmak çoğu zaman yeterli olmaz; çünkü sorun iradede değil, hormon dengesindedir.
Adana’da obezite ve metabolizma alanında geniş deneyime sahip Doç. Dr. Kuntay Kaplan, leptin direncini klinik değerlendirme, laboratuvar bulguları ve vücut analizleriyle birlikte ele alarak kişiye özel tedavi programları uygular.
Amaç:
Vücudun “doydum” sinyalini yeniden aktifleştirmek.
Bu nedenle, kilo vermekte zorlanan veya aç olmadığı halde sürekli yiyen hastalar için doğru adres kapsamlı bir uzman değerlendirmesidir.
Beyin tokluk sinyalini alamadığı için kişi daha fazla yer, metabolizma yavaşlar ve yağ yakımı güçleşir.
Uygun beslenme düzeni, uyku ve egzersizle büyük ölçüde toparlanabilir. İleri seviyelerde uzman takibi gerekebilir.
Evet. Özellikle akşamları bastıran tatlı isteği, leptin direncinin en karakteristik bulgularındandır.
Leptin seviyesi ölçülebilir fakat tanı tek bir değerle konmaz; klinik bulgularla birlikte değerlendirilir.
Kişiye göre değişir; yaşam düzeni doğru kurulduğunda haftalar içinde belirgin düzelme görülür.
Copyright © 2025 Kuntay Kaplan Tüm Hakları Saklıdır