Bağırsak kanseri, kişinin rektumunun iç yüzeyindeki hücrelerin anormal biçimde büyümesi ile başlayan bir çeşit kanserdir. Bu hücre büyümeleri polip olarak adlandırılır. Bağırsak poliplerinin büyük bir bölümü iyi huylu olsa dahi türlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Polipler zamanla kanserleşebilir ve kolon duvarına doğru büyüme eğilimi gösterebilirler. Kolonu kaplayan ve kontrolsüz biçimde büyüyen bu hücreler, hasta için yaşamsal tehdit yaratırlar. Fakat kolon kanseri erken tanı aldığında tedavi altına alınabilirler. Adana’da hastalarına hizmet veren Genel Cerrahi, Gastroenteroloji Cerrahisi, Obezite Cerrahisi ve Onkolojik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kuntay Kaplan Kolon (Bağırsak) Kanserine dair bilinmesi gerekenleri sizler için anlattı.
Bağırsak kanseri kolonun iç astarında yer alan hücrelerin kontrolsüzce ve anormal biçimde büyümesi sonucu oluşan bir kanser türüdür. Kolonda bulunan ve polip olarak adlandırılan küçük hücre kümelerinden dolayı gelişir. Unutmamak gerekir ki her polip kanser değildir. Ancak bazı polipler zaman içerisinde kolon (bağırsak) kanserine dönüşebilir.
Kolon kanseri teorik olarak hemen her yaşta karşımıza çıkabilen bir rahatsızlıktır ancak istatistiksel olarak genellikle ileri yaştaki bireyleri etkiler. Polipler insan bedeninde herhangi bir belirtiye yol açmadığı için yetişkin bireylerin düzenli tarama testleri yaptırması gerekir. Poliplerin kansere dönüşmeden tespit edilip vücuttan çıkartılması kanserin önlenmesini sağlar. Kolon ve rektum, insan vücudunda kalın bağırsağın en uzun kısmını teşkil eder. Bu yüzden bu noktada meydana gelen kanserler sağlığımız için ciddi bir tehdittir.
Kolon kanserinin meydana gelmesinde etkili olan faktörler genellikle yağlı beslenme, kırmızı et ağırlıklı beslenme, obezite, alkollü içecekler, sigara ve polipler olarak sıralanır. Tarama amaçlı gerçekleştirilen kolonoskopiler esnasında kişinin kalın bağırsağında polipler tespit edilirse bu polipler kansere dönüşmeden evvel alınmalıdır. Kadınlarda kolon kanseri riskini arttıran en önemli unsurlar ise meme ve yumurtalık kanseridir.
Meme ve yumurtalık kanseri bulunan kişiler risk grubunda yer aldığı için 50 yaşını beklemeden kolon kanseri taramalarına başlamalıdır.
Kolon kanserine ilişkin en belirgin semptomları sıralamamız gerekirse:
Kolon kanseri için risk unsurları arasında sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıkları, çevresel faktörler, genetik etkenler sayılabilir. Ailesinde geçmişte kolorektal kanser tespit edilen kişilerde kolon kanseri görülme olasılığı daha yüksektir. Genetik olarak riskli görülen hastaların 50 yaşını beklemeden taramalara başlaması tavsiye edilir.
Hemen her yaşta görülebilen bir hastalık olmasına rağmen 50 yaş ve üzeri bireyler daha çok risk altındadır. 60 yaş itibariyle kolon ve rektum kanserine yakalanma yüzdesi 40 yaş altı bireylere göre on kat daha fazla olarak saptanmıştır.
Bağırsak iltihapları da kolon kanseri riskini arttıran bir başka unsurdur. Beslenme alışkanlıklarımız ile bağırsak kanseri riski arasında da doğrudan bir ilişki vardır. Posasız gıdaların sıkça tüketilmesi bağırsak içerisinde dışkının uzun süre kalmasına ve bölgenin kanserleşmesine neden olabilir.
Cinsiyet ayrımı olmaksızın aşırı kilolu bireyler de kolon kanseri açısından sağlıklı kilodaki kişilere göre daha büyük risk altındadır. Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durarak kolorektal kanserlere karşı risklerinizi azaltabilirsiniz.
Kadın ya da erkek fark etmeksizin, aşırı kilo kolon kanseri riskini artırır.
Kalın bağırsak kanseri vakalarının erkenden tespit edilmesi için en etkili yöntem düzenli olarak yapılan tarama testleridir. Kolonoskopi tetkikleri tümörü erken aşamada tespit etmemizi sağlar. Hatta poliplerin kansere dönüşmeden tespit edilip müdahale edilmesine imkan verir. 50 yaş üzeri her insan belirli aralıklarla kolonoskopi tetkikleri yaptırmalıdır. Eğer bireyin aile öyküsünde 50 yaşından önce kalınbağırsak öyküsü varsa daha erken yaşlarda kolonoskopi taramalarına başlaması gerekir.
Kolon kanseri tedavisinde kullanılan yöntemleri sıralamamız gerekirse:
Bağırsak kanseri temelde dört evreden oluşur. İlk aşamada bağırsak duvarına yayılım gösteren kanser ikinci evreye ulaştığında bağırsak katlarına bir yayılım gösterir. Üçüncü evre itibariyle lenf bezlerine sıçrayan kanser dördüncü evreye ulaştığında akciğer, karın zarı ve karaciğer kanserin etkisine girer.
Hemen her yaşta karşılaşabileceğimiz kolon kanseri vakaları incelendiğinde ileri yaşlarda çok daha sık görüldüğünü belirtmemiz gerekir. İleri yaş bağırsak kanseri için bir risk unsuru olarak değerlendirilir. Bu yüzden hiçbir belirti göstermese bile 50 yaş üzeri bireylerin düzenli olarak bağırsak kanseri taraması yaptırması önerilir.
Bağırsak kanseri vakalarında makat bölgesi yakınında meydana gelen kanama, hastalığın en önemli belirtilerinden biridir. Bu da genel olarak kansızlık şikayeti ile ortaya çıkar.
En yaygın kanser türlerinden biri olan bağırsak kanseri ölüme yol açan kanserler arasında üçüncü sıradadır. Fakat hastalık erken tanı aldığında tedavi edilebilir ve ölüm riski azaltılabilir.
Copyright © 2025 Kuntay Kaplan Tüm Hakları Saklıdır