Vücudumuzdaki hücreler enerji gereksinimini kanımızda bulunan şekerden yani glikozdan temin eder. Bu yüzden kanda belli bir düzeyde şeker bulunması, insan yaşamı için büyük önem taşır. Kan şekerinin normal kabul edilen düzeyin üzerine çıkması ise diyabet hastalığı veya halk arasında bilinen ismiyle şeker hastalığı olarak adlandırılır. Kan şekerinin normal seviyenin altında olması ise hipoglisemi olarak adlandırılır.
Kan şekerinin düşmesi kimi zaman tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Bu yüzden kan şekerinin sağlıklı seviyelerde tutulması büyük önem taşır. Peki hipoglisemi sınırı nedir? Kişiden kişiye değişmekle birlikte 70 mg/dl seviyesinin altı düşük kan şekeri olarak tanımlanır. Hipoglisemi durumu genellikle diyabet tedavisi esnasında görülür. Diyabet tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ve insülinin bir yan etkisi olarak kan şekeri düşebilir. Adana’da hastalarına hizmet veren Genel Cerrahi, Gastroenteroloji Cerrahisi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kuntay Kaplan hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) hakkında merak edilenleri sizler için anlattı.
Diyabet hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkisi olarak kişi kan şekeri düşüklüğü yaşayabilir. Bunun yanı sıra sıtma tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da hipoglisemiye yol açabilir. Böbrek yetmezliği şikayeti olan kişilerde bu ilaçların yan etkisi daha şiddetli şekilde görülebilir.
Özellikle öğünlerden önce fazla miktarda alkollü içecek tüketmek kandaki şeker düzeyinin düşmesine neden olabilir. Unutmamak gerekir ki aşırı miktarda alkol almak karaciğerde bulunan depolardan kana glikoz geçişini engelleyebilir. Bu da hipoglisemiye yol açabilir.
Yetersiz beslenme ve uzun süreler boyunca aç kalmak karaciğerdeki şeker depolarının tükenmesine neden olabilmektedir. Bunun ardından bir süre sonra kan şekeri düşmeye başlar. Bilhassa anoreksiya nervoza adı verilen yeme bozukluğu tablosu bu duruma örnek teşkil eder.
Siroz, hepatit, ileri seviye kalp hastalıkları, karaciğer rahatsızlıkları, böbrek hastalıkları ve şiddetli enfeksiyonların seyri sırasında hipoglisemi de meydana gelebilmektedir.
İnsülinoma adı verilen nadir görülen bir pankreas tümörü bulunmaktadır. Bu tümörün varlığı halinde vücut aşırı miktarda insülin üretmeye başlar. Bunun bir sonucu olarak da kişinin kan şekeri düzeyinde düşüş görülür. Bunun yanı sıra vücutta insülin ve benzeri hormonların fazlaca üretilmesine neden olan bazı kanser türleri de vardır.
Böbrek üstü bezleri ve beyindeki hipofiz adı verilen organda meydana gelen bazı tümörler; vücudun şeker üretimi ve harcanmasını düzenlemekle görevli hormonların yetersiz salgılanmasına yol açabilir. Bu durum hipoglisemi yani kan şekeri düşüklüğüne yol açabilir. Çocuklarda büyüme hormonunun yetersiz salgılanması da hipoglisemi ile sonuçlanabilir.
Şeker düşüklüğü genellikle uzun süreli açlık halinde yani yemek yenilmediği zamanlarda meydana gelir. Fakat bazı insanlar yemek yedikten sonra da kan şekeri düşüklüğü belirtileri gösterebilmektedir. Reaktif hipoglisemi ya da tokluk hipoglisemisi olarak da bilinen bu durumun nedeni tam olarak bilinmez. Ancak belirtmemiz gerekir ki daha çok mide ameliyatlarından sonra ortaya çıkar. Günümüzde obezite tedavisi için kullanılan mide bypass ameliyatları reaktif hipoglisemi komplikasyonunu ortaya çıkartabilir.
Copyright © 2025 Kuntay Kaplan Tüm Hakları Saklıdır