Reflünün Tek Belirtisi Yediklerinizin Ağzınıza Gelmesi Değil

Gastroözofagiyel reflü hastalığı genel olarak mide içeriğinin yemek borusu yönünde geri kaçması ile karakterizedir. Hastaların klasik yakınma cümlesi “yediklerim ağzıma geliyor” şeklindedir. Fakat birçok insan reflü tanısı olmamasına karşın benzer şikayetler yaşayabilir. Bu yüzden reflü hastalığı patolojik ve fizyolojik reflü olarak iki grupta ele alınır. Fizyolojik reflü kişinin yaşam tarzında bazı sağlıklı değişiklikler yapması ile iyileşebilirken patolojik reflü uzun dönemde Barrett Özofagus’uyla birlikte adenokanser tablosuna neden olabileceği için muhakkak tıbbi tedavi gerektiriyor. Adana’da hastalarına hizmet veren Gastroenteroloji, Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Kuntay Kaplan reflü belirtileri, tanı ve tedavi süreçleri hakkında bilmeniz gerekenleri anlattı.

Bu Belirtiler Reflüye İşaret Ediyor

Reflü hakkında yapılan bilimsel çalışmalar reflü hastalığının gelişmiş ve halihazırda gelişmekte olan ülkelerde her geçen gün daha yaygın şekilde görüldüğünü gözler önüne seriyor. Yani bu ülkelerde reflü şüphesi ile hastaneye başvuran hastaların sayısı her yıl bir öncekine göre artış gösteriyor. Hemen her yaş grubundan insanda görülebilen reflü hastalığının en yaygın belirtilerini sıralamamız gerekirse:

Hastanın yaşam kalitesine zarar veren ve öğünlerden sonra kendisini gösteren bu gibi semptomlar kimi zaman kişiyi uykusundan uyandıracak kadar ağır şekilde seyredebilir. Hatta kollarda, sırtta, göğüste, çenede ve boyunda ağrı şikayetlerine yol açabilir. Hatta bu semptomlar kimi zaman kalp krizi belirtileri ile de karıştırılabilmektedir.

Tanı İçin Her Zaman Endoskopi Gerekmeyebilir

Reflü hastalığının tanısı genellikle klinik olarak saptanır. Hasta reflüye dair şikayetlerinden söz ettiğinde doktorun soracağı sorular ile birlikte reflü tanısına ulaşılabilir. Kimi zaman tedaviden de tanıya gidilebilir. İlaç verilen hastanın şikayetleri zamanla geriler ise kontrol randevusu sırasında reflü tanısı konulabilmektedir. Yani endoskopi her zaman ve her vakada gerekli olmayabilir. Buna karşın uzun süreli reflü hastalığı yaşayanlarda hastalığın düzeyi, yemek borusunda neden olduğu hasar veya kalıcı değişiklikler, yara veya ülser gibi durumların varlığını tespit edebilmek için endoskopi tetkiki büyük önem taşır.

Bununla birlikte hasta elli yaşını geçmişse ve yeni başlamış bir yutma güçlüğü şikayeti yaşıyorsa endoskopi tetkikine başvurulabilir. Bunun yanı sıra dışkıda gizli kan testinin pozitif çıkması, demir eksikliği anemisi, sürekli kusma, iştah kaybı, ani kilo kayıpları, ağızdan veya makattan kanama şikayeti yaşanması halinde de endoskopik bir muayene gerekir. Eğer birinci derece yakın akrabalarda yemek borusu veya mide kanseri yaşayan birilerinin olması da endoskopik muayeneyi gerekli kılabilir.

Reflü hastalığının tanısında kullanılan bir diğer ölçüt de PH Metredir. Yemek borusunda asit kaçıp kaçmadığını değerlendirmeye yarayan bu tetkikte hastanın burnundan ince bir hortum yerleştirilir. 24 saat devam eden izlem esnasında hortum ve hortumun bağlı olduğu makine ile yemek borusundaki asit seviyesi ve geri doğru kaçış olup olmadığı tespit edilebilir. Buna karşın eğer reflünün tedavisine yönelik cerrahi bir müdahale planlanıyorsa doktor uzun süreli reflü hastalarında komplikasyon riskinden dolayı hem endoskopi hem de PH Metre tetkiklerine başvurabilir.

Salçalı, Yağlı Yiyecekler ve Çikolata Reflü Şikayetlerini Arttırabilir

Reflü tanısı konulan hastaların tedavisinde ilk olarak yaşam tarzında bazı sağlıklı değişiklikler yapılması hedeflenir. Fazla kilolu bireylerin kilo vermesi, yatak başının yükseltilmesi, uyumadan iki saat önce herhangi bir şey yiyip içilmemesi ve benzeri önlemler reflü şikayetlerinin azalmasını sağlayabilir. 

Bilhassa salça, yağ, baharat, kafein, çikolata ve asitli içecekler mide asidini arttırır. Alkollü içecekler, çiğ sebze ve meyveler, sigara gibi etkenler de reflü hastalarının uzak durması gereken unsurlardır. Bu saydığımız unsurlara beslenmede yer verecekseniz bile gece reflüsünden korunmak için akşam saatlerinde tüketmemeye veya hepsini bir arada tüketmemeye özen göstermeniz gerekir.

Bunun yanı sıra reflü hastaları giyinirken sıkı kemerler veya korseler de kullanmamalıdır. Zira karın içi basıncın artması reflü şikayetlerini daha kötü hale getirebilir. Fakat tüm bu yaşam tarzı değişikliklerine karşın şikayetlerinizde herhangi bir azalma yoksa mutlaka ilaç tedavisi seçeneği değerlendirilmelidir.

İlaç Tedavisi Yetersiz Kaldığında Endoskopik ve Cerrahi Yöntemlere Başvurulabilir

Medikal tedavi ile sonuç alınamayan hastalar için endoskopik veya cerrahi yöntemler gündeme gelir. Cerrahi tedaviler yalnızca yemek borusu ve kapakçık arasındaki gevşekliğin aşırı miktarda ilerlediği vakalarda değerlendirilir. Kapakçık gevşekliği yeterince ilerlemeyen ve herhangi bir fıtık kesesi bulunmayan hastalar endoskopik yöntemle tedavi edilebilmektedir.

Radyofrekans Dalgaları İle Ameliyatsız Reflü Tedavisi Mümkün

Son dönemin en gözde tedavi yöntemlerinden biri olan radyofrekans ablasyon yöntemi ile ağızdan bir kateter yardımıyla giriş yapılır. Radyofrekans dalgaları ile bölge sıkılaştırılır. Mide asidinin geri yönde kaçması engellenir. Genellikle mide kapakçığının açıklığı 3 santimetrenin altında olan hastalarda tercih edilir. Genellikle yarım saat gibi bir sürede tamamlanabilen bu ameliyatsız yöntem sayesinde hasta aynı gün içerisinde taburcu edilebilir. Bilhassa yaşam tarzı değişikliği, beslenme programları ve ilaç uygulamaları ile iyileşme sağlanamayan genç hastalarda reflünün uzun vadeli risklerinden korunabilmek için endoskopik tedaviler değerlendirilebilir.

Radyofrekans Tedavisi Kimlere Uygulanmaz

Endoskopik olarak uygulanan radyofrekans ablasyon tedavisinde kullanılan akım uzun yıllardan bu yana karaciğer kistleri, kalp ritim bozuklukları gibi rahatsızlıkların tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Buna karşın her hasta için uygun ve uygulanabilir değildir. Bunlar:

NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.

Diğer Blog Yazılarımız

Randevu Al