Safra kesesi, karaciğerin hemen altında yer alan ve safra sıvısını depolayan küçük, armut şeklinde bir organdır. Bu kesenin karaciğerden gelen safra yollarına kısa bir kanal (sistik kanal) aracılığıyla bağlantısı bulunur. Zamanla safra içerisinde biriken maddeler, safra kesesinde taş oluşumuna yol açabilir.
Safra kesesi taşı eğer küçük çaplıysa, sistik kanal ve ortak safra kanalı (koledok) yoluyla onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçebilir. Böylece taş, kendiliğinden düşmüş olur. Ancak bu süreç her zaman sorunsuz ilerlemez; safra taşı yol boyunca sıkışırsa safra akışı engellenir ve ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Büyük taşlar (genellikle 2-3 cm’den büyük olanlar), nadiren de olsa safra kesesi duvarını aşındırarak komşu sindirim organlarına geçebilir. Bu durum özellikle mide, duodenum ya da kalın bağırsakla doğrudan bir geçiş oluştuğunda meydana gelir ve daha ciddi komplikasyonlara neden olabilir.
Safra taşı bulunan kişilerin büyük kısmında başlangıçta belirti olmayabilir. Ancak şu şikayetlerin görülmesi durumda müdahale gereklidir:
-Karın sağ üst kısmında ağrı (özellikle yemek sonrası)
-Şişkinlik, gaz problemleri
-Safra kesesi iltihabı (kolesistit) öyküsü
-Safra yolları iltihabı (kolanjit)
-Pankreatit (pankreas iltihabı)
Bu tür şikayetleri olan hastalara, sağlık durumu uygunsa kapalı yöntemle (laparoskopik) safra kesesi ameliyatı önerilir. Bu işlemde safra kesesi taşlarla birlikte tamamen çıkarılır.
Yaşı ileri veya genel sağlık durumu ameliyata uygun olmayan hastalarda cerrahi operasyon tercih edilmez. Bu kişilere hekim tarafından genellikle şu yöntemler önerilir:
-Yağlı ve ağır yiyeceklerden uzak bir diyet uygulanır.
-Safra kesesinin kasılmasını tetikleyen gıdalardan kaçınılır.
-Taşlara bağlı komplikasyonlar gelişirse, cerrahi dışı tedavi yöntemleri değerlendirilir.
Hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve yaşam beklentisi değerlendirilerek uygulanacak yönteme karar verilir.
-Genç veya yaşam süresi uzun olan hastalarda, eğer ameliyat için ciddi bir engel yoksa planlı bir laparoskopik kolesistektomi en güvenli ve kalıcı çözümdür.
-Diyabet hastaları veya bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde, asemptomatik olsa bile ileride gelişebilecek ciddi enfeksiyonlar nedeniyle ameliyat önerilir.
-İleri yaşta ve yüksek riskli hastalarda ise sadece izleme ve yaşam tarzı değişiklikleriyle takip yeterli olabilir.
Safra kesesi iltihabı gelişmiş olan hastanın ameliyat olması riskliyse ilk etapta tıbbi tedaviye başvurulur. Bu tedavide;
-Ağızdan beslenme kesilir.
-Serum tedavisi uygulanır.
-Antibiyotik verilir ve gerekirse mideye sonda yerleştirilir.
Eğer hasta bu tedaviye yanıt vermezse girişimsel radyoloji ile ciltten safra kesesine bir tüp (perkütan kolesistostomi) yerleştirilir. Daha ileri durumlarda endoskopik yöntemlerle safra kesesi ile bağırsak arasında drenaj sağlanabilir.
Copyright © 2025 Kuntay Kaplan Tüm Hakları Saklıdır